Münafığın En Izdırap Duyduğu Konulardan Biri Münafık Alametlerinin Anlatılmasını Dinlemektir

  • 7 yıl önce
Münafığın canını en çok acıtan, ruhunu en çok yakıp kavuran konulardan biri, münafıklığın sırlarını anlatan Kuran ayetlerini duymak, münafık karakterinin deşifre edilmesini dinlemek zorunda kalmaktır. Çünkü bu onun tüm oyunu bozacak, onun gizliliğini ortadan kaldıracak ve sinsice hareket edebilmesini tamamen engelleyecektir.

Çünkü münafık, münafıklığını ancak 'sinsiliği' ve 'gizliliği' sayesinde istediği gibi yaşayabilir. Bu imkanlar elinden alındığında, eli kolu bağlanmış hale gelir. Tüm sinsi yöntemlerinin açıkça deşifre olduğu, çevresindeki herkesin 'münafığın şeytani sanatını' bildiği bir ortamda, münafık kolay kolay eylem yapamayacaktır. Çünkü her oynamaya çalıştığı oyun, etrafındaki Müslümanlar tarafından anlaşılacak; bakanlar onun her yaptığının 'münafık tavırları' olduğunu hemen fark edeceklerdir. İşte o zaman da, münafık kendisine hayat sahası bulamayacak ve eylemlerini durdurmak zorunda kalacaktır.

İşte tüm bu gerçeklerin şuurunda olan münafık, Müslümanların, münafıklığın yanlışlığını anlattıkları hiçbir faaliyet yapmalarını istemez. Ne Kuran'daki münafık ayetlerini anlatmalarını, ne münafık karakteri üzerine imani sohbetler yapmalarını, ne bu konularda yazılar yazılmasını, ne de sosyal medyada, televizyon kanallarında, dergilerde, kitaplarda bu yönde bilgilerin paylaşılmasını ister. Elinden geldiğince tüm bu çalışmaları durdurup engellemeye çalışır. Kimi zaman bu yönde faaliyet yapacak kişileri lüzumsuz sözlerle meşgul edip vakitlerini alarak; kimi zaman uykusuz bırakarak; kimi zaman onları boş işlerle yorup bitkin hale getirerek; kimi zaman da çalışacakları ortamlarda gürültü yapıp örneğin radyonun ya da televizyonun sesini açarak, yüksek sesle konuşarak dikkatlerini dağıtmayı ve çalışmalarını engellemeyi hedefler.

Münafığın gösterdiği bunca çabaya ve oynadığı onca oyuna rağmen, tüm bunlara engel olamaması ise onu çok kızdırır. Münafıklığın deşifresinin çok mükemmel bir şekilde yapılarak, bu bilgileri, hemen herkesin öğrenmesinin sağlanması, münafığın büyük bir paniğe kapılmasına neden olur. Tüm bunların kendisine getirebileceği zararları düşündükçe münafık dehşete düşer.

Ancak, bir de münafık alametlerini anlatan Kuran ayetlerini ve bu doğrultudaki açıklamaları bizzat kendisinin dinlemek zorunda kalması, münafığın iyice delirip azgınlaşmasına ve korkuya kapılmasına neden olur.

Allah Nuh Suresi'nde, Hz. Nuh (as)'ın çevresindeki münafıkları ve inkar edenleri, her Kuran'a davet edişinde; onları münafıklıktan ve küfürden kurtulmaya her çağırışında, bu insanların anlatılanları hiçbir şekilde 'dinlemek istemediklerini' haber vermiştir. İşte Peygamberler gibi, diğer Müslümanlar da, münafıklara Kuran ahlakını tebliğ ettiklerinde, onlara samimiyetsizliklerini anlattıklarında, münafıklar aynı ayette bildirildiği gibi, anlatılanları duymamak için kaçacak yer ararlar. Eğer bu konuşmalar bir sohbet ortamında yapılıyorsa, ya hemen yeni bir konu açıp, münafıklıkla ilgili bahsin kapanmasını sağlamaya çalışır ya da hemen bir bahane bularak oradan uzaklaşırlar. Eğer Müslümanların bu sohbetini yandaki bir odadan duymak zorunda kalıyorlarsa, hemen kapılarını kapatıp, o konuşmanın sesini bastıracak şekilde yüksek sesle bir müzik ya da televizyon programı açarlar. Eğer münafıklık ile ilgili ayet ve açıklamaları, bir televizyon kanalından, radyodan ya da internet üzerinden bir yayından dinlemek durumunda kalıyorlarsa, bu sefer de hemen ya televizyonu kapar ya yayının sesini kısar ya da hemen kanal değiştirirler. Ya da gürültü yaparak, konuşarak bu anlatılanların hem dinlenmesini engellemeye çalışır, hem de kendileri duymamış olurlar. Allah bir ayette münafıkların bu tavrını şöyle haber vermiştir:

Şeytandan Allah’a sığınırım

Ona ayetlerimiz okunduğunda, sanki işitmiyormuş ve kulaklarında bir ağırlık varmış gibi, büyüklük taslayarak (müstekbirce) sırtını çevirir. Artık sen ona acı bir azap ile müjde ver. (Lokman Suresi, 7)

Ayette Allah, münafığın 'kendini müstağni görerek' ve 'büyüklük taslayarak' anlatılanlar