Neml Suresi, 27-32 Ayetlerinin Tefsiri
  • 10 yıl önce
ADNAN OKTAR: Hz. Süleyman (a.s) diyor ki Hüdhüd’e; “Bakacağız, doğru mu söyledin.” Birisinden bir haber geldi mi hemen emin olmak olmaz. Ne diyor? “Bakacağız.” “Önce bir bakacağım” diyor, “Doğru mu söyledin?” Değil mi? Körü körüne inanmak olmaz. Araştırmak lazım. “Yoksa yalancılardan mı oldun? “Bu mektubumla git, onu kendilerine bırak.” Demek ki tebliğ postayla da olur, kitap göndererek de olur, uzaktan da olur. İlla gitmek şart değil. “Onu kendilerine bırak, sonra onlardan (biraz) uzaklaş.” Çünkü biraz düşünsünler, okusunlar. Hemen kitabı verir vermez, bir yazıyı verir vermez, gidip hemen “kanaatin ne?” denmez. Biraz uzaklaş, vakit tanı, biraz düşünsün, araştırsın. “Böylelikle bir bak, neye başvuracaklar?” Yani ne tip bir reaksiyon gösterecekler? İnsanları analiz etmenin, olayları analiz etmenin önemine Kuran dikkat çekiyor. Analiz ederek hareket etmek, duruma göre şekil almak, şekil değiştikçe de durumu ona göre değiştirmek... Sebe Melikesine mektup bırakılınca, diyor ki Sebe Melikesi; “Ey önde gelenler gerçekten bana oldukça önemli bir mektup bırakıldı.” Demek ki danışıyor, danışma var. “Gerçek şu ki, bu, Süleyman’dandır ve ‘Şüphesiz Rahman ve Rahim olan Allah’ın Adıyla’dır.” Bismillahirrahmanirrahim. Bizim de her kitabımız ‘Rahman ve Rahim olan Allah’ın Adıyla’ diye başlar. Her kitabımızın içinde var. Hz. Süleyman (a.s)’ın mektubuna bir göndermedir o. ‘Rahman ve Rahim olan Allah’ın Adıyla’, ‘Bismillahirrahmanirrahim’. Ve Mühr-ü Şerif; Allah, Resul Muhammed, inşaAllah. Kitaplarda o mührü yaratan da Allah, maşaAllah. “Bana karşı büyüklük göstermeyin.” Çünkü en önemli şey enaniyet. Enaniyeti olana tebliğ yapamazsın, bir şey yapamazsın. Önce enaniyetin gitmesi lazım. Allah’a kul olduğunu bilecek. “Ve bana Müslüman olarak gelin diye (yazılmaktadır.)” Yani iman etmesini telkin ediyor. “Dedi ki: ‘Ey önde gelenler, bu işimde bana görüş belirtin.’” İstişarenin önemi. Kadın lider ama istişare ediyor. O devrin cumhurbaşkanı, devlet başkanı. Önde gelenlere, yani bilen insanlara soruyor; “Bu işimde bana görüş belirtin.” Yani “sizin düşünceniz nedir, görüşünüz nedir?” “Siz şahitlik etmedikçe ben hiçbir işte kesin (karar veren biri) değilim” diyor. “İstişare etmeden, şahitliğinizi, görüşünüzü belirtmeden ben karar vermem” diyor. En akılcı, en doğru hareket budur: İstişare. Peygamberlerde de istişare vardır, doktorlarda da istişare gerekir. Yok diyorlar. İşte biz onun için diyoruz; istişarenin önemi.